Ama bunu istikrar ve güven ortamından aldığımız güçle yapacağız değerli kardeşlerim, 20 yılı aşan sağlam bir altyapımız, bölgesel ve küresel düzeyde birçok gücümüz var. Örneğin bir Türkiye sadece depremin yarattığı sıkıntıları kısa sürede aşmayacaktır. Millet olarak yaşadığımız bu devasa felaketi, ders alan, geleceğimize güven veren daha büyük atılımlar için bir fırsata çevirebiliriz. Şehirlerimizi yeniden inşa ederken, sadece beton ve demir yığınlarından binalar inşa etmeyecek. Geçmişten geleceğe kuracağımız köprülerle onlara kimlik, ruh ve anlam kazandıracağız. Bu akşam arkadaşlarımızla onun hakkında konuştum ve tüm kamu binalarında buna dikkat etmemizi rica ettim. Şu anda bazı hastanelerimizde kaç tane sismik izolatörün olduğu önemli değil. Kamu binalarımıza, özellikle hastanelerimize, okullarımıza yaymalıyız ki huzur bulalım.
Her tarihi dönemde medeniyet, kültür ve sanat bilincine sahip bir milletiz.Bizler her tarihsel dönemde ancak ecdadımızın bıraktığı emanete sahip çıkarak bu toprakları bize, yıkım altında can veren Halkımıza evimiz olarak bırakabiliriz. depremin. Evet, son 70 yılda siyasi, ekonomik ve sosyal koşulların getirdiği bir geçiş süreci yaşadık. Ama artık bu geçiş dönemi bitti. Sadece fiziki unsurları ve altyapısı değil, medeniyet ve kültür değerleri bir bütün olarak, geçmişi, bugünü ve geleceği ile depremde yıkılan tüm şehirlerimizi ayağa kaldırmayı görev biliyoruz. Çok zengin bir coğrafi bölge düşünün, tarihi ve kültürü bir fanusa sıkıştırılamaz, bir noktada yeni yerleşeceğimiz kültür, Müslüman, ibadet yerleri bu seviyede bir coğrafi bölge. Bu zenginliği sürdürmek için. Öncelikle depremde zarar gören tüm tarihi ve kültürel varlıkları koruyacağız. Halkımızın kimliğini şekillendiren maddi ve manevi kültür varlıklarının hiçbirini gözden kaçırmayacağız.
Kültür merkezleri, kütüphaneleri, müzeleri, camileri kısacası tüm donanımıyla yeni yerleşim yerleri inşa edeceğiz ki medeniyet vizyonumuzu hayatın her alanında gerçekleştirebilelim. En önemli sorumluluğumuzun bu konuda kurumlardan hesap sorma ve kentsel dönüşüm projelerinin b ilkeleri çerçevesinde yürütülmesini sağlayacağımız dönem olduğuna inanıyoruz. Milyonların yüreğini tutuşturmak yerine, statüsü ne olursa olsun istismar peşinde koşan küçük Muhtarlar grubuna ve ihmalleri buna sebep olanlara zarar vermekten asla kaçınmayacağız. Tarihin tekerrür etmemesi için yaşadıklarımızdan, kayıplarımızdan ve acılarımızdan ders çıkaracağız. Öte yandan şu gerçeği de unutmamak gerekiyor. 6 Şubat'ta ülkemin yaşadığı deprem, diğer 70 ilimizi etkileyen, insani ve ekonomik sonuçları ve 11 ilimizde yıkımı olan yaygın bir afete dönüştü. Yüzyılın felaketi olarak tanımlanan bu felaketlerin yaralarını sarmak, doğrudan ve dolaylı etkilerini eski haline getirmek için Türkiye'nin güçlü bir hükümete ve güçlü bir siyasi iradeye ihtiyacı var. Dünyada benzeri görülmemiş bu büyüklükte ve etkide bir afetin üstesinden gelmek, vatandaşlarımızın milletimizle birlikte yaşamasını sağlamak, şehirlerimizi ve toplumlarımızı dirençli kılmak ancak siyasi istikrar ortamını güçlendirmekle mümkün olacaktır.
Görüldüğü gibi tek gündemimiz depremlerdir. Depremin yaralarını sarmak için. Bu, ülkemizi ve şehirlerimizi afetlere hazırlamakla ilgili. Sevgili ülkem, seçim süreci ister istemez bu çabaları gölgede bırakma riskini taşıyor çünkü siyasi gerilimler yaratıyor ve bunca zamandır gündemi kilitliyor. Ancak Türkiye'nin ihtiyacı olan, depremin olduğu bölgenin yaralarını sarabilecek ve ülkenin tüm kayıplarını hızla telafi edebilecek bir odaklanmadır. Bunun için gündemden sapmalara yol açacak seçim sürecinin bir an önce sona erdirilmesi ve ülkenin seçim gerilimi ve tartışmasından hızla uzaklaştırılması zorunludur. Daha önce duyurduğumuz 14 Mayıs seçimlerinin de bize bu fırsatı sağlayacağına inanıyoruz. Seçim sürecinde yine depremler gündemimizde olacak. Yine deprem nedeniyle oluşan maddi ve manevi kayıpların tazmini yapılacak. Ülkemizin bir kısmı yerle bir olurken, 10 milyon insanımız evini ve işini kaybederken, depremin ilk gününden itibaren siyasi tartışmalara, kampanyalara, siyasi çekişmelere, polemiklere, mücadelelere hiç girmedik. yani gösterilen her tavır. Gördüğümüz, duyduğumuz her şeyi, ülkemizin aleyhine çevirenleri, yalan ve iftiralarla işini tehlikeye atanları, bölgede kamu görevlilerimiz ve vatandaşlarımız mücadele ederken rahat rahat oturanları not ediyoruz. ve insanımızın zor durumda olduğu bir dönemde hala mal paylaşımı derdinde olanlar. Depremzedelerimiz yaralarını iyileştirip yüzlerini güldürene kadar bu notları saklamaya devam edeceğiz. Ülkemiz bu felaketin izlerini sildikten ve normal gündeme döndükten sonra herkese hak ettiği cevabı vereceğiz ve herkese hak ettiği gibi davranacağız.
O tarihe kadar ülkemize ve özellikle depremzedelerimize saygımızdan dolayı başka bir gündeme girmeyeceğiz. Örneğin Türkiye böyle bir zaman, enerji ve oyalanma israfına tahammül edemez. Bu yüzden artık Türkiye'yi destekliyoruz. Şimdi Kahramanmaraş diyoruz. Şimdi Hatay diyoruz, şimdi Adıyaman diyoruz, şimdi Malatya diyoruz. Gaziantep için şimdi söyleyelim. Şimdi Osmaniye diyoruz. Artık Kilis diyoruz. Şimdi Adana diyoruz. Artık Şanlıurfa diyoruz. Şimdi Diyarbakır'dan bahsediyoruz. Şimdi Elâzığ için diyoruz, bunlarla birlikte artık ülkemizin diğer 70 vilayetinin her biri için inşallah diyoruz. 10 Mart Cuma günü anayasal yetkilerimiz dahilinde seçim kararı alıp, ertesi gün resmi gazetede süreci ilan edeceğiz. Elbette seçim takvimine ilişkin hususlar, kararın açıklandığı 11 Mart tarihi itibariyle Yüksek Seçim Kurulu'nun görev alanına girdi.
Bu süreçte çocuğunun kayıtlı daimi ikametgahı başka bir yerde olup, başka illerdeki yurtlarda, otellerde ve diğer yerlerde ikamet etmektedir.Fiziksel nedenlerle çocuğu başka bir yere ve ikamet ettiği yere nakledilmektedir. 6 Şubat faciasından sonra her ne sebeple olursa olsun ikamet ve seçmen kaydı değiştiren depremzedelerin kendilerine tanınan hak ve imkanlardan mahrum bırakılmaması için de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkardık. Deprem ve seçim süreci ile ilgili çalışmalarımız ülkemize ve insanımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bitirirken, bu gece elde edeceklerimiz için ülkemizi ve tüm İslam alemini tebrik ediyorum. Umarım bu, tüm bu felaketlerden kurtulmamız için bir şans olur. Bu mübarek gecenin ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Sizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. harika kal
Yorumlar
Yorum Gönder